-
1 ظهر
Iظَهَرَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek3. gözükmekAnlamı: görünmek4. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak5. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak6. türemekAnlamı: oluşmak, ortaya çıkmak7. peydahlamakAnlamı: ortaya çıkmak, peyda olmak8. vurmakAnlamı: görünmek9. tarifIIظَهْر1. ardıncaAnlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra2. enseAnlamı: boynun arka kısmı3. geriAnlamı: arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art4. sırt5. satıhAnlamı: yüz, yüzey6. arkaظُهْر1. öğlenAnlamı: öğle2. öğleAnlamı: gün ortası -
2 اتضح
اِتَّضَحَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek4. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak5. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak6. peydahlamakAnlamı: ortaya çıkmak, peyda olmak7. vurmakAnlamı: görünmek -
3 برز
Iبَرَّزَ1. kirletmekAnlamı: küçük veya büyük aptesini yapmak2. açımlamakAnlamı: şerh etmek, açıklamak3. kakalamakAnlamı: kakasını yapmak4. göstermekAnlamı: görülmesini sağlamak5. sergilemekAnlamı: teşhir etmek, satmak amacıyla malı görülecek bir yere koymak6. sıçmak7. tarifIIبَرَزَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek3. gözükmekAnlamı: görünmek4. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak5. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak6. yumrulanmakAnlamı: yumru biçimine gelmek7. peydahlamakAnlamı: ortaya çıkmak, peyda olmak8. vurmakAnlamı: görünmek -
4 خرج
Iخَرَجَ1. gitmekAnlamı: yürümek, yol almak2. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak3. pırtlamakAnlamı: buluduğu yerden dışarı çıkmak4. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak5. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak6. çıkmakAnlamı: dışarıya varmak, gitmekIIخَرْجharaçAnlamı: devlet için bir vergiخُرْج1. heybeAnlamı: iki gözlü torba2. hurç3. dağarcıkAnlamı: meşin torbaIVخَرَّجَ1. yorumlamakAnlamı: tefsir etmek2. tarif3. belirtmekAnlamı: açıklamak -
5 أطل
أَطَلَّ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak3. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak -
6 أنهج
أَنْهَجَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. açımlamakAnlamı: şerh etmek, açıklamak3. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak4. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak5. tarif -
7 انكشف
اِنْكَشَفَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek4. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak5. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak6. vurmakAnlamı: görünmek -
8 بدا
بَدَا1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek4. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak5. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak6. vurmakAnlamı: görünmek -
9 تبدى
تَبَدَّى1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak3. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak -
10 تجلى
تَجَلَّى1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak3. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak -
11 تكشف
تَكَشَّفَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek4. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak5. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak6. vurmakAnlamı: görünmek -
12 حصحص
حَصْحَصَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak3. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak -
13 طفا
طَفَا1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak3. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak4. yüzmek -
14 نهج
Iنَهَجَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. açımlamakAnlamı: şerh etmek, açıklamak3. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak4. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak5. tarif6. davranmakIIنَهْج1. biçemAnlamı: üslûp, tarz2. üslûpAnlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz3. prosedürAnlamı: yol, yöntem4. metotAnlamı: yöntem5. tarzAnlamı: davranış biçimi, üslûp6. çığırAnlamı: yeni bir üslûp, tavır, tarz7. yolAnlamı: yöntem -
15 ألاح
أَلَاحَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek4. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak5. pırıldamakAnlamı: ışık saçmak6. vurmakAnlamı: görünmek -
16 جلا
جَلَا1. açımlamakAnlamı: şerh etmek, açıklamak2. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak3. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak4. tarif -
17 جهر
Iجَهَرَ1. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak2. belirmekAnlamı: ortaya çıkmakIIجَهْرalenenAnlamı: her kesin gözü önünde -
18 نبأ
Iنَبَأ1. haberAnlamı: bir olay üzerine edilen bilgi, salık2. havadisAnlamı: hadisenin çoğulu, ilgi ile karşılanabilecekhaber3. duyuruAnlamı: yazılı veya sözlü haber, ilân, anons4. anonsAnlamı: duyuru, duyurmaIIنَبَأَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak -
19 نتأ
نَتَأَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. yumrulanmakAnlamı: yumru biçimine gelmek3. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak -
20 بان
Iبانٍ1. inşaatçıAnlamı: yapı işlerini yöneten, yapı ustası2. mimar3. yapıcıAnlamı: yapı ustasıIIبانَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek4. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak5. vurmakAnlamı: görünmek
См. также в других словарях:
ortaya çıkmak — 1) yokken var olmak, meydana çıkmak, türemek ... yani tam muhalefetin istediği gibi bir kabine buhranı ortaya çıkmıştı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) biri kendini göstermek Lanet filozofum diyerek ortaya çıkıp Allah a ve kullara karşı hezeyan eden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
foyası meydana (veya ortaya) çıkmak — bir olay dolayısıyla bir kimsenin kötü niteliği ortaya çıkmak Utanmazlık siyasetinin veya utanmaz siyasinin önünde sonunda foyası meydana çıkar. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortaya atmak — söylemek, ileri sürmek İşte bu söz üzerinedir ki Servet Bey, apartmana çıkmak emelini ciddi bir tasavvur hâlinde ortaya atmıştı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksilik çıkmak — engel ortaya çıkmak Pazarlık bitecek gibiyken bir aksilik çıktı … Çağatay Osmanlı Sözlük
zıp diye çıkmak — beklenmeyen bir zamanda ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aslı çıkmak — gerçek olduğu anlaşılmak, gerçek olduğu ortaya çıkmak Söylenenlerin aslı çıkarsa güç duruma düşecek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ipliği pazara çıkmak — kötü nitelik ve suçları ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahneye çıkmak — 1) tiyatro, müzik vb. sanatçılar için sanatını izleyici önünde uygulamak, göstermek Türk kızı, orada sahneye çıktı ilk defa. Y. Z. Ortaç 2) mec. kullanılmak, görünmek, ortaya çıkmak Almanca yanında ara sıra Hırvatça da sahneye çıkıyor. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
acısı çıkmak — (bir şeyin) bir şeyin olumsuz, kötü sonucu bir süre sonra ortaya çıkmak Dünkü yorgunluğun acısı bugün çıktı … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana çıkmak — 1) ortaya çıkmak, görünmek Yüzündeki karlar eriyince beyaz, yuvarlak bir yüz meydana çıkmıştı. S. F. Abasıyanık 2) belli olmak Askerlikte hasta olduğu meydana çıktı. 3) yetişmek, büyümek Altınyaprak Şirketi bizim son ekmek kapımızdı, bundan sonra … Çağatay Osmanlı Sözlük
sâdır olmak — ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük